HAMİLİNE YAZILI PAY SENETLERİ

HAMİLİNE YAZILI PAY SENETLERİ İÇİN 7262 SAYILI KANUN İLE GETİRİLEN DEĞİŞİKLİKLER VE HUKUKİ SONUÇLARI
Av. Tuğba ADALI
I. Giriş
31 Aralık 2020 tarihinde 31351 sayılı 5’inci Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 7262 sayılı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun, Türk hukuk sisteminde önemli düzenlemeler getirmiştir. Bu kapsamda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) bazı maddelerinde değişiklikler yapılmış ve bu değişikliklerin 1 Nisan 2021 tarihinde yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
Söz konusu kanun, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları ve Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) tavsiyeleri doğrultusunda hazırlanmıştır. Amacı, terörizmin finansmanı ve kara para aklama suçları ile mücadelede yasal ve kurumsal kapasiteyi güçlendirmek ve uluslararası standartlarla tam uyum sağlamaktır. Benzer düzenlemelere, İsviçre ve Avusturya gibi ülkelerin hukuk sistemlerinde de yer verilmektedir (TARHAN, 2024) . FATF kurumunun 40’a yakın tavsiye kararı var ve bu tavsiye düzenlemelerden bir tanesidir bu hamiline yazılı pay senetleri.
7262 sayılı kanunun 32. maddesi uyarınca 6102 sayılı kanunun 489. maddesi şu şekilde değiştirilmiştir ve bizi bu çalışmada en çok ilgilendirecek olan madde budur. “MADDE 489 – (1) Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesi suretiyle payı devralan tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılacak bildirimle hüküm ifade eder. Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirimde bulunulmaması hâlinde, hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, bu Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamaz. (2) Hamiline yazılı pay senedine bağlı hakların şirkete ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesinde Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılan bildirim tarihi esas alınır. (3) Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından hamiline yazılı pay senetleriyle ilgili tutulan kayıtlar, ilgili kanunlar uyarınca yetkili kılınmış mercilerle paylaşılır. (4) Hamiline yazılı pay senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilmesi ve kaydedilmesine ilişkin usul ve esaslar ile bu kapsamda alınacak ücretler Ticaret Bakanlığınca çıkarılan tebliğle belirlenir.” TTK 489. Maddesinin eski halinde hamiline yazılı pay senetlerinin devrinin, şirket ve üçüncü kişiler hakkında ancak zilyetliğin geçirilmesi ile hüküm ifade edeceği belirtilmiştir. Zilyetliğin kimde olduğunun anlaşılması zamanla zorlaşacağından ve sermayenin geri kalan dörtte üçü kimin ödeyeceği belirsiz hale gelmeye başlayacağından 7262 sayılı kanunla buradaki açıklığa bir çözüm getirilmiştir. Bizim kanun koyucumuzun tercihi buraya bildirimdir çünkü uygulamada bazen pay senetlerinin kime devredildiği karışabiliyor, unutulabiliyor bu sebeple böyle bir bildirim sağlıklı olacaktır.
Anonim şirketler; TTK Md. 344’e göre nakit olarak taahhüt edilen payların itibari değerinin en az dörtte biri ödenmelidir geriye kalan kısım 24 ay içerisinde ödenmelidir. Anonim şirket veyahut ortaklıklar meydana gelmeden benim burada payım var diyemeyiz ve paylar ilk önce çıplak pay şeklinde doğar ve bu da devir aşamasında sorun yaratabildiğinden, TTK Md. 484 uyarınca bu şirket veya anonim ortaklıklar hamiline yazılı veya nama yazılı pay senedi düzenleyebilirler ve bu maddenin ikinci fıkrası uyarınca “Bedelleri tamamen ödenmemiş olan paylar için hamiline yazılı pay senetleri çıkarılamaz. Bu hükme aykırı olarak çıkarılanlar geçersizdir.” Denilmekle taahhüt aşamasında pay bedellerinin tamamen ödenmesi şart koşulmuştur. Biz de burada hamiline yazılı pay senetlerini ve buna bağlı sonuçları ele alacağız.
II. Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin MKK`da Kayıt Altına Alınması
A. HYPS’ nin MKK`ya Kaydının Hukuki Niteliği
Kaydi sistemde, “kayıt” ifadesinin iki farklı anlamı bulunmaktadır. “Birinci olarak kayıt, kaydi sistemdeki kaydi sermaye piyasası araçlarını anlatmak için kullanılmaktadır. Çünkü kaydi sermaye piyasası araçları kaydi sistemdeki hesaplarda bir kayıt olarak varlık göstermektedir. İkinci olarak kayıt, kaydi sermaye piyasası araçlarına ilişkin yapılan işlemlerin kaydi sisteme geçirilmesini anlatmak için kullanılmaktadır. Çünkü kaydi sermaye piyasası araçlarına ilişkin işlemler kaydi sistemde veya kaydi sistem dışında yapılmakta ve yapılan işlem bir kayıt olarak kaydi sisteme geçirilmektedir.” (ÜNAL, 2011) Kanaatimce kaydi kelimesi kayıt altına alma işleminden türemiştir ve asıl amaç halihazırda var olan şirketlerdeki pay senetlerini bir düzene oturtturmaktır. Bu getirilen maddeyle beraber MKK’ya kayıt işlemi kanun maddesinin ilk yürürlüğe girdiği tarihten bu yana artmıştır ve artmaya devamda edecektir. Bundan kaç yıl sonra bilemeyiz ama teknoloji devrinde olduğumuz için yakın bir süre içinde bu hususta tamamen elektronikleşmeye gidilebilir.
1. Genel Olarak MKK’da Tutulan Kayıtlar Ve Kaydi Sistem
a) Kurum ve Faaliyetleri İtibariyle MKK
Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. (MKK), sermaye piyasası araçlarının elektronik ortamda kaydileştirilmesi, bu araçların ve onlara bağlı hakların kaydi olarak izlenmesi ile merkezi saklamasını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren bir kuruluştur. MKK, üyeler ve hak sahipleri bazında kayıtlara dayalı takip işlemlerini gerçekleştirmektedir.
Borsa İstanbul’da işlem gören şirket hisseleri, borsa yatırım fonları, yatırım fonları, devlet tahvilleri, özel sektör tahvilleri, varlığa dayalı menkul kıymetler ve kira sertifikaları, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından elektronik ortamda kaydedilmekte ve takip edilmektedir. Bu araçlardan, Borsa İstanbul’da işlem görenlerin alım-satım işlemleri, MKK ve Takasbank arasındaki entegre sistem aracılığıyla gerçekleştirilmekte ve takas süreçleri tamamlanmaktadır.
MKK, sağladığı altyapı sayesinde menkul kıymet transferleri için takas ve mutabakat hizmetleri sunarak, menkul kıymet mutabakat sistemi olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda, MKK’ya Menkul Kıymet Mutabakat Sistemi işleticisi olarak faaliyet izni verilmiş ve bu karar, 19 Haziran 2015 tarihli ve 29391 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2024)
b) Kaydi Sistem
Kaydi sistem, sermaye piyasası araçlarının fiziki olarak senet şeklinde basılması yerine elektronik ortamda oluşturulup merkezi bir saklama kuruluşunda tutulduğu bir sistemdir. Bu sistemde, sermaye piyasası araçlarına ve bunlara bağlı haklara ilişkin tüm kayıtlar, ilgili hesaplarda elektronik olarak tutulur ve hukuki işlemler bu hesaplarda gerçekleştirilen kayıt değişiklikleriyle yapılır.
Türkiye’de kaydi sistem kapsamında yer alan sermaye piyasası araçlarının ve bu araçlara ilişkin hakların elektronik ortamda izlenmesini sağlayan yapı, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından yönetilmektedir. MKK, kullanıcılarına 7/24 erişim sağlayan, güvenlik standartları yüksek, çoklu para birimi ve dil desteği sunan bir altyapıya sahiptir. Kullanıcılar, bu sistem üzerinden işlemler yapabilir ve rapor alabilirler. Kaydi sistemin temel özellikleri arasında merkezi saklama, açık saklama, kaydi saklama, müşteri bazında saklama, Model C sistemi ve tam kaydi sistem yer alır.
2. HYPS’lerin MKK’ca Kaydının Hukuki Niteliği
Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından yönetilen kaydi sistemdeki kayıtlar, açıklayıcı niteliktedir. Bir kaydın kurucu etkisi olabilmesi için, ilgili hakkın kayıtla birlikte doğması ve kaydın silinmesiyle sona ermesi gereklidir. Eğer bir hak, kayıttan önce mevcutsa ve kayıt sadece bu ilişkiyi teyit ediyorsa, bu durumda kaydın açıklayıcı etkisi olduğu kabul edilir. Ayrıca kurucu etkiye sahip kayıtların aleniyet ve güven fonksiyonlarını sağlaması da zorunludur.
Mevcut hukuki düzenlemeler, kaydi sisteme yapılan kayıtların kurucu etkisi olduğuna dair bir hüküm içermemektedir. Örneğin, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 10/A maddesi, ayni hakların kaydi sistemle oluşturulmasından değil, yalnızca kayden izlenmesinden bahsetmektedir. Dolayısıyla kurucu etkili bir kayıt sistemi oluşturulması için yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bunun yanı sıra, kaydi sistemdeki kayıtlar tapu sicilindeki gibi kamu güvenliği etkisine sahip değildir. Örneğin, Türk Medeni Kanunu’nun 1023. Maddesinde yer alan, iyi niyetle hareket eden üçüncü kişilerin kazanımlarını koruyan hüküm, kaydi sistem kayıtları için geçerli değildir.
Kaydi sermaye piyasası araçlarına ilişkin işlemler, kaydi sistem dışında hakların doğmasına ve sona ermesine olanak tanıyabilir. Bu olumsuzlukların önüne geçmek adına, MKK kayıtlarına ayni etkiler tanınmalıdır. Yani, kaydi sistem kayıtlarının kurucu etkiye sahip olması gerektiği düşünülmektedir. Bunun sağlanabilmesi için yeni bir yasal düzenleme yapılması zorunludur. Böyle bir düzenleme, öğretideki tartışmaları sona erdirecek ve kaydi sistem dışında yapılan işlemlerin kayda geçirilmesini zorunlu kılacaktır. Bu durum, kaydi sistemin sermaye piyasasında daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacak ve sistemin şeffaflık ile suiistimallerin önlenmesi gibi temel hedeflerine katkıda bulunacaktır.
B. MKK’ya Bildirim
1. MKYK’ya Bildirimin Üçüncü Kişilere Etkisi
Hamiline yazılı pay senetlerinin MKK nezdinde takip edilmesine ilişkin düzenlemelere bakıldığında, bu senetlerin bildirilmesi ve kaydedilmesine yönelik bir düzenleme olduğu, ancak bu kayıtların bir hakkın doğumu ya da sona ermesine ilişkin bir etkisinin bulunmadığı görülmektedir. Bu durum, yalnızca pay sahiplerinin kimler olduğunun tespitine yönelik bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Nitekim Tebliğ’in “Kaydın Etkisi” başlıklı 10. maddesinde, “MKYK’ya bildirimde bulunulmaması hâlinde, hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamaz.” ifadesine yer verilmiştir. İlgili Tebliğ’in “Kayıtların Paylaşılması” başlıklı 8. maddesine göre, “Bu Tebliğ uyarınca MKK nezdinde tutulan kayıtlar gizlidir. Bu kayıtlar ancak ilgili kanunlar uyarınca yetkili kılınmış mercilerle paylaşılır.” Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, MKK kayıtlarının kamuya açık olmadığı ve aleniyetten bahsedilemeyeceği açıktır.
Hamiline yazılı pay senetlerinin mülkiyetinin kazanılmasında, kaydi sisteme yapılan kaydın kurucu bir etkisi bulunmamaktadır. Bu bağlamda, güven fonksiyonu çerçevesinde, kayıtlara iyi niyetle güvenerek bir hak iktisap edilmesi mümkün değildir. Zira mevcut hukuki düzenlemelerde, MKK kayıtlarına iyi niyetle güvenerek hak kazanımına ilişkin bir hüküm yer almamaktadır. Dolayısıyla, MKK kayıtlarına dayanılarak hamiline yazılı pay senetlerinin mülkiyetinin kazanılması söz konusu olamayacaktır. Diğer taraftan, hamiline yazılı pay senetlerinin devrinde, devreden kişinin bu devir işlemine yetkili olması esastır. Ancak, devredenin yetkili olmadığı durumlarda, devralan kişinin bu yetkisizliği bilmemesi, yani TMK madde 3 çerçevesinde iyi niyetli olması halinde, devralanın bu pay senetlerine ilişkin iktisabı korunur. Ayrıca, ilgili kayıtların aleni olmaması sebebiyle, tek başına bir kaydın varlığı ya da devreden kişinin MKK nezdinde pay sahibi olarak görünmemesi, devralanın iyi niyetini ortadan kaldırmayacaktır. “Bu nedenlerle mevcut durumda, MKK tarafından yürütülen kaydi sistemdeki kayıtlara iyi niyetle güvenerek ayni hak iktisap edilemeyeceği kanaatindeyiz.” (GÖKDEMİR TAMER, Ekim 2023)
2. MKK’ya Bildirim Yapılmamasının Hukuki Niteliği
HYPS’lerin MKK bildirilmemesi, TTK’ya göre bu tür pay senetlerinin kaydedilmesine ilişkin hükümler, hak sahipliğinin tespitine, hakların kullanılmasına ve hukuki güvenliğin sağlanmasına yönelik olup, söz konusu bildirim yapılmamasının hukuki niteliği bakımından MKK’ya bildirim senet sahiplerinin haklarını kullanabilmesi için zorunlu bir prosedürdür. Ancak, bu kayıt işlemi mülkiyetin kazanılmasına yönelik kurucu bir etkiye sahip değildir. Yani, kayıt yalnızca hak sahipliğinin tespitine ve paya bağlı hakların kullanılmasına yönelik bir araçtır. TTK ve ilgili tebliğler uyarınca, kayıt işlemi tamamlanmadıkça paya bağlı haklar kullanılamaz.
Kanaatimce MKK’ya bildirim yapılmamasın hukuki sonuçları ilgili kanunda yer alsa da MKK’ya mücbir sebeplerle bildirimin yapılamamasının sonuçları nedir yer almamıştır. Bu da tartışma konusu olabilir. İlgili kanun ve bu konuya dair diğer kanunlardan yaptığım çıkarımlara göre mücbir sebep belgelendirilip MKK’ya iletilebilir.
a) Hukuki Sonuçlar
Hakların Kullanılamaması TTK m. 489. Maddenin 1. Fıkrası uyarınca, hamiline yazılı pay senetlerinin devri MKK’ya bildirilmedikçe, senet sahibi paya bağlı haklarını kullanamaz. Bu durum, kâr payı talebi, genel kurulda oy kullanma gibi hakları kapsar. Tebliğ’in 10. Maddesinde “MKK’ya bildirimde bulunulmaması hâlinde, hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamaz.”
Hamiline yazılı pay senetlerinin MKK’ya bildirilmesiyle tutulan kayıtlar, gizlidir. Bu gizli kayıtlar, yalnızca ilgili kanunlar çerçevesinde yetkili mercilerle paylaşılabilir. Bu husus Tebliğ’in 8. Maddesinde “Bu Tebliğ uyarınca MKK nezdinde tutulan kayıtlar gizlidir. Bu kayıtlar ancak ilgili kanunlar uyarınca yetkili kılınmış mercilerle paylaşılır.” Eğer yetkili kılınmamış kişiler tarafından erişim sağlanırsa bu kayıtlara MKK’ya güven zedelenir, zedelenen güven sonrası amaçlanan elektronikleşme süreci sekteye uğrar.
b) Bildirimin Zorunluluğu ve Yaptırımlar
TTK ve Tebliğ hükümleri gereği, şirketlerin hamiline yazılı pay senetlerinin ihraç tarihinden itibaren en geç 3 iş günü içinde MKK’ya bildirimde bulunması gerekmektedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda TTK m. 562 uyarınca idari para cezası, hak sahiplerinin paya bağlı haklarının kullanılamaması, hukuki işlemlerin geçerliliğinin tartışmaya açılması söz konusudur.
Buna göre hamiline yazılı pay senetlerinin MKK’ya bildirilmesi, mülkiyetin kazanılmasına değil, hak sahipliğinin tespitine ve hakların kullanılmasına yönelik bir işlemdir. Kayıt işleminin yapılmaması, hak sahiplerini ciddi şekilde kısıtlamakta ve hukuki güvenliği tehlikeye atmaktadır. Ancak, bu durum kaydın aleni olmaması ve hak sahipliğini tam anlamıyla garanti etmemesi gibi sınırlamalar içermektedir. Bu nedenle, şirketler ve hak sahipleri açısından kayıt süreçlerinin dikkatle yerine getirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Tekinalp’in bu konu hakkındaki ilgili görüşü “MKK kayıtlarının mülkiyetin kazanılmasında kurucu bir etkisinin olmadığını, bunun yalnızca hak sahipliğinin tespitine yönelik olduğunu belirtmiştir.” Kanunların açık lafzından da bunu anlamak mümkündür çünkü senin bir pay senedin var sen bunu kazanmışsın kazanılmış bir hakkın var sadece kullanmak için bir aşamadan geçmelisin ve bu aşama da MKK’ya bildirimdir. Pulaşlı da Hamiline yazılı pay senetlerinin devrinde MKK kayıtlarının fonksiyonel etkilerini ve bu kayıtların hak sahipliğinin tespitindeki önemini incelemiştir. Buradaki en büyük etki kanaatimce elektronik ortamda pay senetlerinin belgelendirilmesidir. Hatta Bahtiyar hocamızda MKK kayıtlarının hak sahipliğinin belgelenmesindeki önemine dikkat çekmiş ve bu kayıtların hukuki işlemlerin güvenliği açısından oynadığı role vurgu yapmıştır.
III. Anonim Şirketlerde HYPS Sahiplerinin Katılacağı Genel Kurul Toplantıları
7262 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler öncesinde, Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 415. maddesi kapsamında, hamiline yazılı pay senedi sahiplerinin genel kurul toplantısına katılabilmeleri için bu senetlerin zilyetliğini belgeleyen bir giriş kartı alması ve bu kartı ibraz ederek toplantıya katılması gerekiyordu. Ayrıca, giriş kartı alındıktan sonra pay senetlerini devralan kişilerin de genel kurula katılabileceği hükme bağlanmıştı. Bu düzenlemeler, pay sahipliği haklarının devralan kişinin zilyetliği elde etmesiyle kullanılabileceğini göstermekteydi; devir işleminin şekli burada belirleyici değildi.
7262 Sayılı Kanun ve Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) sistemi ile yapılan değişiklikler, hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin genel kurula katılım prosedürlerinde önemli yenilikler getirmiştir. Kanunun 417/5. maddesi ve buna bağlı olarak yayımlanan Tebliğ’in 6. maddesi gereğince, genel kurula katılacak pay sahiplerini belirlemek için artık MKK’dan alınacak pay sahipleri çizelgesi kullanılacaktır. Şirket temsilcileri, genel kurul tarihinden en az iki gün önce MKK sistemine başvurarak bu çizelgeyi hazırlatacaklardır. Çizelgede, hamiline yazılı pay sahiplerinin kimlik bilgileri, adresleri, sahip oldukları pay miktarları ve varsa pay gruplarına ilişkin bilgiler yer alacaktır. Bu çizelge, genel kuruldan önceki gün MKK sisteminde gün sonu itibarıyla oluşturulan verilere dayanarak hazırlanacaktır. Böylelikle, pay senetleri devredilmişse, devrin MKK kayıtlarına genel kurul tarihinden en geç bir gün önce işlenmiş olması durumunda devralan kişi toplantıya katılabilecektir.
Oluşturulan pay sahipleri çizelgesi, genel kurul günü MKK sisteminden alınarak toplantıya katılacakların belirlenmesi amacıyla kullanılacaktır. Ayrıca, temsilciler veya intifa hakkı sahipleri, gerekli belgeleri sunarak genel kurula katılabileceklerdir. Elektronik Genel Kurul Sistemi (e-GKS) üzerinden yapılan toplantılarda ise, TTK’nın 1527. maddesi gereğince pay sahipleri çizelgesi, çağrı yapılmasına gerek kalmadan sistemden alınacaktır.
IV. MKK`da Kayıtların Tutulması Usulü
Hamiline yazılı pay sahipleri ve sahip oldukları paylara dair kayıtlar, Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından elektronik ortamda tutulacaktır. Kayıtların tutulması ve değişiklik yapılmasıyla ilgili işlemler, Bakanlık görüşü alınarak MKK tarafından belirlenecektir.
Şirket, MKK sistemindeki hatalı veya eksik kayıtları düzeltirse, bu düzeltme bilgisi MKK tarafından şirkete ve ilgili pay sahibine iletilecektir. MKK, gerektiğinde otomatik düzeltme yapma yetkisine sahiptir, ancak şirket herhangi bir değişiklik yapamaz.
MKK’ya yapılan bildirimler, belirlenen usul ve esaslara uymuyorsa, kayıt talepleri kabul edilmez ve bildirimde bulunan kişi, bildirimlerin doğruluğundan sorumlu olacaktır. Bu kuruluş nezdinde tutulan kayıtlar süresiz olarak saklanacaktır. Bu durum, özellikle ihtilaflı durumlar için önemli bir kolaylık sağlayacaktır.
MKK’daki kayıtlar gizlidir ve yalnızca ilgili kanunlarla yetkilendirilmiş mercilerle paylaşılabilir. Bu, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesi Kanunu ile uyumludur. Hamiline yazılı pay sahipleri ise, MKK’nın “e-Yatırımcı: Yatırımcı Bilgi Merkezi” uygulaması üzerinden kendi paylarını elektronik ortamda sorgulayabilir ve bu kayıtlara ilişkin belgelere erişebilir.
V. Pay Senetleri
A. Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Devri
1. Yapılan Değişiklik Öncesi Devir
Zilyetlik, mülkiyeti devretmek amacı ile geçirilir. "Devir şirket ve üçüncü kişiler hakkında ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade eder." (TK m. 489). Buna göre gerekli kuralları şöyle sıralayabiliriz:
1) Devredenden devir alana zilyetlik geçirilmeliydi.
2) Zilyetliğin geçirilmesinin, devir alana "mülkiyeti" geçirmek için yapılmış olması için tarafların bu hususta anlaşmaları gerekli ve yeterliydi.
3) Zilyetliği geçirenin mülkiyeti devre yetkisi bulunmalıdır. İlke olarak, bu yetkiye sahip olmayanlar mülkiyeti başkasına geçiremezler.
4) Tasarrufi işlemin geçerli bir iktisap sebebine dayanması ise tartmalı bir konudur. (ÇAMOĞLU, 2023)
Bu konuda hukuk doktrininde iki farklı görüş mevcuttur:
• Sebebe bağlılık ilkesi yanlıları: Hamiline yazılı senetlerin devrinin, diğer malvarlığı unsurları gibi geçerli bir iktisap sebebine dayanması gerektiğini savunur. Aksi halde devir işlemi hükümsüz olabilir.
• Sebebe bağlılık ilkesine karşıt görüş: Hamiline yazılı senetlerin özelliği gereği, sebebe bağlılık aranmaksızın sadece zilyetlik devriyle hak kazanımının mümkün olduğunu belirtir. Bu görüş, senetlerin pratikte daha hızlı dolaşmasını destekler.
2. Yapılan Değişiklik Sonrası Devir
Hamiline yazılı pay senetlerinin devri ve devrin bildirilmesine ilişkin düzenlemeler, ilgili Tebliğ’in 5. maddesinde ele alınmıştır. Bu maddeye göre, hamiline yazılı pay senetlerinin devri, ancak zilyetliğin devredilmesi ve devralan kişi tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşu’na (MKK) bildirim yapılması halinde şirket ve üçüncü kişiler nezdinde geçerli olacaktır. Devralanın, devir işlemini şirket üzerinden gerçekleştirmek istemesi durumunda, söz konusu bildirim şirket aracılığıyla da yapılabilir. Burada kanun hükmünde bir süre öngörülmediği için bildirim istenilen zamanda yapılabilir ancak bildirime kadar payı devraldığını 3. Kişiler nezdinde haklarını ileri süremez ve paya bağlı haklarını kullanamaz.
Bu düzenlemeye göre, hamiline yazılı pay senetlerinin devri, pay senedinin zilyetliğinin devri yoluyla gerçekleşir ve paydan doğan hakların ileri sürülmesi için MKK’ya bildirim yapılması gereklidir. Bildirim, devralan tarafından yapılır ve şirket aracılığıyla gerçekleştirilebilecek bir işlem olup, bildirim yapılmadığında idari para cezası uygulanır.
Payı devralanın haklarını 3. Kişilere karşı ileri sürememesi ne demek? Pay senetlerinin devri, sadece mülkiyetin geçişi açısından değil, hakların ileri sürülmesi bakımından da MKK’ya bildirimle geçerlilik kazanır. Ayrıca, hamiline yazılı pay senetlerinin külli halefiyet yoluyla devri durumunda da benzer şekilde MKK’ya bildirim yapılması önemlidir; ancak devir, bu durumda gerçekleşen olayla birlikte hüküm ifade eder. Daha öncesinde şirket içinde pay senedi kaçırmak isteyenler bildirim olmadığından kolay tespit edilemiyorken bu bildirimle şirket içinde pay senedi kaçırmak isteyen kişi şirket içinde bilinebilecektir.
MKK’ya yapılan bildirimin ardından pay senedi MKK sistemine kaydedilir. Bu sistem hem borsada işlem gören hem de işlem görmeyen paylar için geçerlidir. Kaydi paylarla ilgili rehin, intifa gibi ayni hak tesislerinde, MKK sistemine kayıt zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak bu tür işlemlere ilişkin bildirimin zorunlu olmaması, işlemlerin pratikte daha hızlı ve verimli bir şekilde yapılmasına olanak tanır.
B. HYPS Dair Haciz ve Tedbir Kararlarının Uygulanması
Hamiline yazılı pay senetleri üzerinde haciz ve tedbir kararlarının uygulanması, Tebliğ’in 13. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, pay senetleri üzerinde haciz veya tedbir kararı bulunması durumunda, bu durum MKK sistemine kaydedilir. Haciz ve tedbir işlemleri, pay sahiplerinin haklarını etkileyebileceğinden, bu tür kararların MKK’ya bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim yapılmadığı takdirde, haciz ve tedbir kararlarının etkisi geçerli olmayabilir. Ancak, bu tür işlemlere ilişkin ayrıntılı bir bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır. MKK tarafından kaydedilen bu durum, pay senedinin devri ve diğer işlemler açısından da geçerli olur.
VI. Geçiş Dönemine Dair Düzenlemeler
A. Tebliğin Yürürlüğü ve Geçici Düzenlemeler
06.04.2021 tarihinde yürürlüğe giren ile hamiline yazılı pay senetleri için getirilen Tebliğ MKK’ya bildirim zorunluluğu getirilmiştir. Pay sahipleri, pay senetleriyle birlikte Tebliğ Ek-2’ye uygun bir form düzenleyerek ortaklığa başvurmalı, bu formlar şirket yetkililerince imzalanıp 5 iş günü içinde MKK’ya iletilmelidir. Bildirim yapılmadığı takdirde, pay sahipleri kanuni haklarını kullanamaz.
Geçici Madde 2’ye göre, 31.12.2021’e kadar MKK’ya başvuran ancak şirket tarafından bildirimi yapılmayan pay sahipleri genel kurul listesine dahil edilecek, aksi halde bu kişiler genel kurula katılamayacaktır. Şirketin bu yükümlülüğü yerine getirmemesiyle beraber genel kurul kararlarının geçersizliği ve yöneticilerin sorumluluğu gündeme gelebilir.
Tebliğ’in 15. maddesi, MKK tarafından sunulan hizmetler için ücret alınacağını ve kayıt işlemleriyle ilgili ek mali yükümlülüklerin getirildiğini belirtmektedir. Bu düzenlemeler, hamiline yazılı pay senetlerini nama yazılı paylara benzer bir rejime tabi kılmaktadır. Böylece, bu senetlerin devri ve hakların kullanımı zorlaşmış, gizli temsil mekanizması pratikliğini kaybetmiştir.
B. Mukayeseli Hukuk İncelemesi
İsviçre ve Alman hukukunda benzer düzenlemeler yapılmıştır. İsviçre’de hamiline yazılı pay senetleri 01.05.2021 itibariyle nama yazılı hale dönüştürülmüştür. Almanya’da ise 2021 yılında yürürlüğe giren Elektronik Kıymetli Evrak Kanunu (eWpG) , hamiline yazılı tahvilleri düzenlemiş ancak anonim şirket paylarını kapsam dışında bırakmıştır.
Türk hukukunda, payları borsada işlem görmeyen şirketlerde hamiline yazılı pay senetleri hukuken varlığını sürdürmekle birlikte, bu senetler kaydileştirme sürecine hazırlık niteliğinde düzenlemelerle nama yazılı paylara yakınlaştırılmıştır. Teknolojik gelişmeler ve ticari hayatın ihtiyaçları dikkate alındığında, gelecekte tüm anonim şirket paylarının kayden izlenmesi zorunlu hale gelebilir. Ancak mevcut düzenlemeler, uyum sürecine yönelik adımlar olarak değerlendirilmektedir.
VII. Sonuç ve Değerlendirme
7262 sayılı Kanun, 2020 yılında Türk Ticaret Kanunu’na ve diğer bazı kanunlara önemli değişiklikler getirmiştir. Hamiline yazılı pay senetlerine ilişkin bu düzenlemeler de büyük önem taşır. Bu kanunla getirilen değişiklikler ve hukuki sonuçları şu şekilde özetlenebilir:
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin İptali ve Devri:
7262 sayılı Kanun ile, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için eskiden gerekli olan fiziki senetlerin devri yerine, artık dijital ortamda pay devri yapılabilmektedir. Bununla birlikte, hamiline yazılı pay senetlerinin kayıtsız devri, pay sahibinin kimliğini açıkça belirten bir belge gerektiriyor. Bu hem şirketin hem de ilgili tarafların güvenliğini artırmaya yönelik bir düzenleme olarak öne çıkmaktadır.
2. Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Elektronik Ortama Taşınması:
7262 sayılı Kanun, hamiline yazılı pay senetlerinin elektronik ortamda işlenmesini ve kaydedilmesini sağlayacak düzenlemeler getirmiştir. Bu durum, kâğıt senetlerin kaybolması veya yanlışlıkla yok olmasına karşı bir önlem olarak görülmektedir. Elektronik ortamda işlem yapılması, hukuki süreçlerin daha hızlı ve güvenli bir şekilde tamamlanmasına olanak sağlar.
3. Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin İhbarı ve İtirazlar:
Kanun, hamiline yazılı pay senetlerinin devri veya el değiştirmesi durumunda, bu değişikliklerin şirketin pay defterine işlenmesi gerektiğini belirlemiştir. Bu durum, pay devrinin geçerliliği için önemli bir adım olup, şirketin doğru ve güncel pay defteri tutma yükümlülüğünü ortaya koymaktadır.
4. Yeni Düzenlemelerin Hukuki Sonuçları:
Hamiline yazılı pay senetleri için yapılan değişikliklerin, sermaye piyasalarındaki işlemler üzerindeki etkisi büyüktür. Elektronik ortamda yapılan işlemler, daha güvenli ve hızlı bir işlem süreci yaratırken, pay senetlerinin kaybolması ya da çalınması gibi riskleri azaltmaktadır. Ayrıca, şirketlerin yönetim süreçlerinde şeffaflık ve denetim artırılacak, pay devrinin hukuki geçerliliği daha sağlam temellere oturacaktır.
Bu düzenlemeler hem şirketler için hem de yatırımcılar için önemli hukuki güvence sağlamaktadır. Elektronik ortamda yapılan işlemler, hukuk sistemine güvenlik ve hız kazandırırken, pay sahipliği haklarını daha sağlıklı bir biçimde takip etmeyi mümkün kılmaktadır.
7262 sayılı Kanun ile hamiline yazılı pay senetleri üzerinde yapılan değişiklikler, bazı önemli tartışmalara yol açmıştır. Bu tartışmalar genel olarak aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir;
1. Elektronik Ortamda Pay Devrinin Güvenliği:
Elektronik ortamda yapılan pay devri, özellikle dijital güvenlik konusunda endişeleri beraberinde getirmiştir. Elektronik ortamda pay senedi devri, dijital güvenlik açıkları ve siber saldırılar gibi riskleri artırabilir. Bu, yatırımcılar ve şirketler için önemli bir sorun teşkil etmektedir. Elektronik sistemlerin güvenliği yeterli seviyede sağlanmazsa, bu durum pay devrinin geçerliliği konusunda ciddi hukuki tartışmalara yol açabilir.
2. Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin İptali ve Devri:
Hamiline yazılı pay senetlerinin devri konusunda eski sistemin korunması gerektiğini savunanlar bulunmaktadır. Hamiline yazılı pay senetlerinin, fiziki olarak sahip olunan belgelerle devredilmesinin, daha somut ve güvenilir bir yöntem olduğu görüşü ileri sürülmektedir. Elektronik ortamda yapılan devirlerin, fiziksel olarak belgelerin varlığını ortadan kaldırması, bazı yatırımcılar için endişe yaratmaktadır. Ayrıca, devrin kaydı ve denetimi konusunda eski sistemin, şirketin şeffaflığını ve güvenliğini artırabileceği ifade edilmektedir.
3. Pay Senetlerinin Sahipliğini Kanıtlamak:
Elektronik ortamda yapılan pay senedi devrinde, hamiline yazılı pay senetlerinin gerçek sahipliğini kanıtlamak daha zor hale gelebilir. Pay senedinin fiziksel olarak bir kişiye ait olduğu açıkça belirtilirken, dijital ortamda bu durumun tespiti daha karmaşık olabilir. Bu, özellikle hamiline yazılı pay senetlerine dayalı işlemler yapan yatırımcılar için hukuki belirsizlik yaratabilir.
4. Şirketlerin Denetim ve Kayıt Tutma Yükümlülüğü:
Elektronik ortamda işlem yapma zorunluluğu, şirketlerin daha fazla denetim ve kayıt tutma yükümlülüğü doğurmuştur. Bu durum, şirketlerin maliyetlerini artırabilir ve operasyonel zorluklar yaratabilir. Ayrıca, şirketlerin pay defterlerini dijital ortamda tutma zorunluluğu, bazı şirketler için büyük bir alt yapı gereksinimi doğurabilir. Bu durum, özellikle küçük ölçekli ve orta ölçekli işletmeler için finansal ve teknik açıdan zorlayıcı olabilir.
5. Yatırımcı Hakları ve Şeffaflık:
Elektronik ortamda yapılan işlemler, bazı yatırımcılar için şeffaflık ve bilgiye erişim konusunda sorunlar yaratabilir. Elektronik sistemlerin kullanıcı dostu olmaması veya yeterince şeffaf olmaması, yatırımcıların işlem süreçlerini doğru bir şekilde izlemelerini engelleyebilir. Ayrıca, şirketlerin ve aracı kurumların, yatırımcılar hakkında tam ve doğru bilgi sunma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği konusunda tartışmalar ortaya çıkabilir.
6. Dijital Uyum Sorunları:
Elektronik ortamda pay senedi devri, dijitalleşmeye uyum sağlamayan şirketler ve yatırımcılar için ciddi bir zorluk oluşturabilir. Dijital okuryazarlığı düşük olan yatırımcılar veya dijital altyapıya sahip olmayan şirketler, yeni düzenlemelere uyum sağlamakta zorlanabilir. Bu durum, ekonomik ve hukuki eşitsizliklere yol açabilir, özellikle teknolojiye uzak olan kesimler açısından sorun teşkil edebilir.
Bu tartışmalar, 7262 sayılı Kanun’un uygulamada karşılaşabileceği potansiyel zorluklar ve hukuk sistemi üzerinde yaratacağı etkiler hakkında önemli soruları gündeme getirmektedir. Ancak dijitalleşmenin getirdiği bu tip yeniliklere açık olmak gerekmektedir. Kanunun lafzı ve açık yorumuyla beraber gerekli tüm prosedürler izlendikten sonra bir sorunla karşılaşılma ihtimali en az olacaktır.